Jump to main content
IndustriALL logotype
Article placeholder image

Türkiye'de Polis ve Hükümet, 1 Mayıs Kutlamalarını Durdurmak İçin Çok Sert Önlemlere Başvurdu

5 May, 2008

ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu) ve ETUC'a (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) üye olan 3 büyük sendikal konfederasyon: Türk-İş (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu), DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ve KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) hükümetin 1 Mayıs kutlamalarına yasak koyma girişimine meydan okuyarak İşçi Bayramı 1 Mayıs'ı başta Türkiye olmak üzere İstanbul'un her yerinde kutladı.

İstanbul'daki kutlamanın İstanbul'da Taksim Meydanı'nda yapılması planlandı. Fakat polisin yoğun şiddet kullanması işçilerin, emekçilerin ve sendikacıların Taksim Meyadanı'na ulaşmasına izin vermedi.

Taksim Meydanı Türkiye sendikacılığı ve işçi sınıfı açısında sembolik bir öneme sahip. 1977 1 Mayıs kutlamalarında bu meydanda 37 işçi kim oldukları bilinen karanlık güçler! tarafından katledildi. Bu yılın programı işçilerin saat 10:00'da Şişli'de toplanıp Taksim'e yürümeleriydi. Saat 11:00'de işçiler demokratik haklarını kullanarak Taksim Meydanı'na karanfil bırakacaklardı.

Polis 1 Mayıs sabahının erken saatlerinde DİSK-Devrimci İşçi sendikaları Konfederasyonu- Merkezi'ne biber gazı atıyor

1 Mayıs kutlamaları öncesinde 3 büyük konfederasyonun başkanları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 1 Mayıs kutlamalarının güvenli bir atmosferde geçmesi çerçevesinde bir araya geldiler. Fakat Başbakan kutlamaların barış içerisinde geçmesine karşı çıktı. Buna paralel olarak İstanbul Valisi sendikacıların Taksim'e yürümelerine izin vermeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine sendikalar İstanbul'un bir çok bölgesinde sokak gösterileri düzenledi.

Polis 1 Mayıs sabahı saat 06:15'te daha hava yeni aydınlanırken 1500 emekçinin sabahladığı DİSK Genel Merkezi'ne saldırdı. Polis emekçileri dağıtmak için biber gazı ve kırmızı boyalı su kulllandı. Biber gazı ile birlikte atılan kırmızı boyalı su yakıcı bir etki yaratıyordu.

Bu saldırılara maruz kalan sendikacılar ve emekçiler derilerinde yanma hissettiler. Bir çoğu hastaye kaldırıldı. Polis daha sonra rastgele İstanbul sokaklarındaki herkese saldırdı. Polis kendisinin barbar tutumunu kameraya almaya çalışan gazetecilere de saldırarak bir gazetecinin de kamerasını kırdı.
Her şeye rağmen binlerce emekçi 1 Mayıs kutlamalarının tarihi meydanına girmek için polisle çatıştı. İşçiler, sendikaları ve solcular bütün İstanbul'u Taksim Meydanı'na çevirdi. Herkesin ağzından günün en popüler sloganı: “Her yer Taksim her gün 1 Mayıs” sloganı çıkıyordu.

Bazı emekçiler Taksim Meydanı'na girdiler! Fakat kendi iradeleri ile değil. Çünkü Polis ara sokaklarda tutukladığı emekçileri Taksim Meydanı'nda bulunan polis otobüslerine götürdü. Tutuklanan emekçiler tartaklandı. Son gelen raporlara göre 530 emekçi tutuklandı. Gözaltına alınan herkes hakkında işlem yapılmadığından bu sayı tam olarak bilinemiyor.

2008 1 Mayısı geldi geçti. Fakat o gün İstanbul'da olanlar bizi Türkiye Cumhuriyeti'nin sendikal haklar ve insan hakları konusundaki tutumu konusunda düşünmeye sevk ediyor. Ülkenin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakerelerine hazırlandığı bu günlerde yaşanan bu olay çok elzemdir.

ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda hükümetin işçilere yönelik izlediği baskıcı politikaları nedeniyle geçen hafta Başbakan Erdoğan'a gönderdiği protesto mesajında: “ Türkiye böyle bir görüntüyü hak etmiyor. Avrupa Birliği ile bütünleşme süreci arifesinde hükümetinizin politikları ve güvenlik güçlerinizin işçilere yönelik davranışları kabul edilemez. Hükümetinizin bu politiklarını şiddetle kınıyor ve İLO ana sözleşmeleri temelinde örgütlenme özgürlüğü ve temel sendikal hakları uygulamak için gerekli adımları atmanızı talep ediyoruz.