Jump to main content
IndustriALL logotype
Article placeholder image

ICEM'e üye Türkiyeli sendikalar taşeron işçiliğini tartıştı.

11 February, 2008

Türkiye'den ICEM'e üye 13 sendika Ağustos 2007’de bir araya gelerek ICEM Türkiye Koordinasyon Kurulu’nu oluşturdular. Bu dönemde taşeron işçilik konusunda ortak faaliyetler yürütülmesi gerektiği vurgulandı.

Friedrich Ebert Vakfı ile işbirliği çerçevesinde 31 Ocak-1 Şubat tarihleri arasında İstanbul’da Türkiye'deki üyelerin katılımı ile bir taşeron işçilik konferansı düzenlendi. Konferansa sendikacı, gazeteci ve öğretim üyelerinden oluşan yaklaşık 80 kişi katıldı.

Konferans aynı zamanda Tes-İş başkanı olan ICEM Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Kumlu’nun açış konuşması ile başladı. Mustafa Kumlu aynı zamanda Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş’in de başkanıdır. Toplantıya ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda ve FES İstanbul temsilcilsi Bettina Luise Rürup da katıldı.

ICEM’den Kemal Özkan, Manfred Warda, EMCEF’ten Reinhard Reibsch

ICEM Kimya ve Kauçuk Sektörü sorumlusu Kemal Özkan’ın ICEM’in taşeron işçilik konusundaki politikalarını, ILO’dan Slava Egorov’un sözleşmeli işçilik, istihdam ilişkileri ve taşeron işçiliği, EMCEF’ten Genel Sekreter Reinhard Reibsch’in Avrupa’daki durum üzerine sunumlarını yapmalarından sonra konferansa Almanya, İsveç ve Hollanda ülke deneyimlerinin anlatılması ile devam edildi.

IGBCE’den Michael Wolters şu anda Almanya’da 19.000 istihdam bürosuna bağlı 630.000 taşeron işçinin istihdam edildiğini belirtti. Bu, Almanya sendikalarının örgütlü bulunduğu sektörlerdeki işçilerin toplamının % 10-15’ine denk gelmektedir. Taşeron işçiler sürekli işçilerden %30 daha az kazanıyorlar.

İsveç IFMetall Sendikası’ndan Hans Palmqvist, İsveç’teki Denetleme ve İzin Komitesi'nin ülkede bulunan ve 43.000 işçinin istihdam edildiği 450 özel istihdam bürosunu denetlediğini belirterek bir İsveç sendikasının böyle bir istihdam bürosu ile toplu sözleşme bağıtladığını vurguladı.

Teşeron işçilik Hollanda’da da en önemli sorunlardan biri. FNV Bondgenoten Sendikası’ndan Celil Çoban ve Osman Elmacı ülkede faaliyet gösteren 12.000 özel istihdam bürosundan sadece 1.200’ünün resmi izinle faaliyet yürüttüğünü ifade ederek FNV Bondgenoten'in özel istihdam büroları ile toplu pazarlık için görüşmeler yaptığında bile taşeron işçilerin ücretlerinin düşük kaldığını ve çalışma koşullarının standardın altında olduğunu vurguladılar.

Almanya, İsveç ve Hollanda örnekleri taşeron işçiler arasında sendikal örgütlenme oranının düzenli işçilerden çok daha yavaş ilerlediğini gösteriyor.

Konferans Türkiye’de taşeron işçilik hakkında detaylı raporlar ve analizlerleri de kamuoyuna duyurdu. Konferans'ın yapıldığı günlerde, kayıt dışı işçi çalıştırılan bir fabrikadaki büyük patlamada 23 kişi yaşamını yitirdi.
ICEM'e üye sendikalardan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın’ın açıklamasına göre, istatistikler Türkiye'de kayıtdışı çalıştırılanların sayısının 4.7 milyon olduğunu gösteriyor. Kökleri 1980’lere kadar dayanan problemin kaynağı özelleştirilen işyerlerine sendikaların girmesinin önlenmesi için işverenlerin taşeron kullanmasıdır.

Çimse-İş Örgütlenme Sekreteri Metin Bozkurt çimento sektöründe faaliyet gösteren çokuluslu şirketlerin üretimin bütün aşamalarında taşeron kullandıklarının altını çizdi. Yine Tes-İş Başkan Yardımcısı Murat Aytemiz özelleştirmenin enerji sektöründe çeşitli problemler yarattığını vurguladı. Aytemiz’e göre enerji sektöründeki işgücünün %50’si taşeron firmalar tarafından istihdam edilmektedir.

Madencilik sektörünün içinde bulunduğu durumu Maden-İş Eğitim Servisi Müdürü Dr. Fikret Sazak açıkladı. Dr. Sazak sektörde taşeron işçiliğin arttığını ve maden çıkarımı alanlarındaki 10.500 madenciden 2.750’sinin taşeron işçi olduğunu belirtti.

Kamu hizmetlerinde de taşeron işçilik ücretlerin düşmesinin ve çalışma koşullarının kötüleşmesinin önemli bir nedeni olarak karşımıza çkıyor. Belediye-İş’ten İsmail Hakkı Kurt toplu pazarlık sürecinde sendikaların ciddi engellerle karşı karşıya olduklarını vurguladı. Bunun nedenini ise düzenli istihdam edilen işçilerin sayısının azınlıkta kalması ve taşeron işçilerin örgütsüz olmasına bağladı.

Kristal-İş Sendikası Toplu Sözleşme Uzmanı Can Şafak’a göre taşeron işçilik ilk önce kalifiye olmayan işlerde ve yan hizmetlerde ortaya çıktı. Kristal-İş bu sorunla işyerlerindeki mesleki grupları yeniden sınıflandırarak mücadele etmeyi denedi. Sendika sektördeki toplu iş sözleşmelerine üretimde hiçbir taşeronun kullanılmaması yolunda bir hüküm girmesini sağladı.

Tartışmaların sonunda genel olarak örgütlenme konusunda bir dizi ortak eylem üzerinde anlaşmaya varıldı. Türkiye’deki taşeron işçilik sorununun belirli bir biçimde ICEM’in küresel projesi çerçevesinde değerlendirileceği vurgulandı.

Konferans’ta yapılan sunumlara ulaşmak için lütfen buraya tıklayınız