Jump to main content
IndustriALL logotype
Article placeholder image

ICEM ve Diğer Sendikal Merkezler Irak'taki Sendikal Hak İhlallerini Kınadılar

16 June, 2008

ILO'nun 97. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda, ICEM ile birlikte dört sendikal merkez, Irak yönetiminin küresel çalışma standartlarını ihlal etmesini ve ülkedeki sendikalar ile sendika yöneticilerini taciz etmesini kınadı.

Kınama ILO'nun Standartlar Komitesi'nde Irak sendikalarının şikâyetlerinin görüşüldüğü 11 Haziran'daki oturumda gerçekleşti. ICEM, Britanya Sendikalar Kongresi TUC, Amerikan sendikal merkezi AFL-CIO, Uluslararası Eğitim Federasyonu IE ve Uluslararası Kamu Hizmetleri Federasyonu PSI, yaptıkları ortak açıklamada, Irak'ta barış ve refahın güçlü, özgür ve bağımsız sendikaların varlığına bağlı olduğunu belirttiler.

Açıklamada sendika binalarını basan ve yağmalayan işgal kuvvetleri, sendikaları kısıtlayan ve onların içişlerine müdahale olanağı veren yasaları hâlâ uygulayan hükümet kınandı ve sendika yöneticilerini, sıradan işçileri ve “gelecek kuşakları hoşgörü ve insan hakları anlayışıyla eğiten” öğretmenleri hedef alarak öldüren “sözde isyancılar” uyarıldı.

ILO Yönetim Kurulu üyesi ve TUC temsilcisi Simon Steyne'in okuduğu açıklamada, ayrıca, Irak yurttaşlarının normal yaşamlarının ve barışın önünde engel olarak duran beş önemli sorun vurgulandı.

1) Kamu sektörü sendikalarını yasaklayan Saddam'ın 1987 tarihli ve 150 nolu kararnamesi: “Irak'ta kamu sektörü -petrol, enerji temini, kamu hizmetleri ve sağlık dahil- işgücünün yüzde 80'ini kapsıyor. Iraklı işçilerin büyük bölümünün temel haklarını kullanmasını engelleyen kararnamenin yürürlükten kaldırılması gerekiyor.”

2) İşgal kuvvetlerinin dayattığı 8750 nolu kararname: Bu kararname “hükümete dilediği zaman sendikaların yönetimine el koyma yetkisi veriyor ve bütün Irak sendikalarının banka hesaplarını dondurmak için kullanılıyor. ILO sözleşmelerine aykırı olan bu iğrenç kararname de yürürlükten kaldırılmalıdır.”

3) İş ve Sosyal Güvenlik Yasası: “ILO ilkelerine uygun bir iş yasası Çalışma Bakanlığı'nda bekliyor görünüyor. Yıllardır hazır olmasına rağmen, bize gözden geçirilmekte olduğu söyleniyor. Söz verildiği üzere, yasanın kabul edilmesi ve uygulanması gerekiyor. Iraklılar yasanın uygulamasını gördükten sonra, gerekli düzeltmeler yapılabilir.”

4) 150 ve 8750 nolu kararnamelerle hükümetin müdahalesi: “Bu yılın başlarında, hükümet, Irak Genel İşçi Federasyonu'na, dondurulmuş fonların bir kısmının sendika seçimlerinin yapılmasını sağlamak üzere serbest bırakılacağını bildirdi. Bu seçimlerin yapılması gerekiyor, ama seçimlerin ne zaman yapılacağı Irak Genel İşçi Federasyonu'nun üyelerinin kararıyla belirlenmelidir. Hükümet sendika seçimlerinde adayların Irak vatandaşları olmasında ısrar ediyor. Nereden gelmiş olursa olsun işçilerin hepsini temsil eden özgür bir sendikal hareket için bu kabul edilemez bir şeydir. Hükümet, ayrıca, sendika seçimlerine katılacak adayların işverenin desteğini kazanmış olmasını istemek suretiyle 98 nolu ILO sözleşmesini açıkça ihlal ediyor. Hükümet sadece özel sektördeki sendikaların katılımında ısrar ederken 150 nolu kararnameye dayanıyor. Bu ise özel sektör içinde ve dışında üyeleri bulunan sendikaların zorla yeniden yapılandırılması demektir ve Irak Genel İşçi Federasyonu üyelerinin büyük çoğunluğunun örgütlerinin yönetiminde söz sahibi olmasını engellemektedir.”

5) IFOU aktivistlerinin yerlerinden edilmesi: “ICEM üyesi Irak Petrol Sendikaları Federasyonu'nun sekiz yöneticisi güneydeki petrol sahalarındaki işlerinden ve evlerinden koparılarak Bağdat'ın çatışmalı bir bölgesine gönderiliyor. Bu girişim sendikanın faaliyetlerini baltalamayı ve sendikanın yöneticilerini tehlikeye atmayı amaçlıyor. Aynı oyun Irak Genel İşçi Federasyonu'na bağlı Um Asr'daki liman işçileri sendikasının yöneticilerine karşı da daha önce denenmiş ve uluslararası ve ulusal sendikal dayanışmayla engellenmişti.”

Açıklama sonuç olarak şu istemi vurguluyor: “Hükümet sözleri ile icraatı arasındaki çelişkileri açıklamalı, sendika düşmanı baskıya son vermeli ve sosyal diyalogun, örgütlenme ve toplu sözleşme özgürlüğünün gelişmesini sağlayacak bir iş yasası çıkarmalıdır.”

Britanya sendikal merkezi TUC'un bir açıklamasında ise Simon Steyne şöye dedi: “Şiddete karşı mücadeleyle uğraşan bir hükümetin, kabile, etnisite ya da din sınırı gözetmeksizin işçileri birleştiren, kadınların kurtuluşu ve barış ve refah içindeki bir Irak'ın yaratılması için kararlılıkla mücadele veren birkaç kurumdan biri olan sendikaları taciz etmek için bu kadar zaman ve çaba harcaması tuhaftır.”